Uçak Bavuluna Saç Spreyi Konur Mu?
—
Kayseri’nin Sessiz Sokaklarında Bir Yolculuk Hazırlığı
Bazen bir şeyin basitliği içinde, anlatmak istediğiniz duyguları bulursunuz. Kayseri’nin soğuk ama bir o kadar da iç ısıtan havası, üzerimdeki yoğun düşünceleri dağıtıyor gibi. Bugün özel bir gündü. Uçakla ilk kez uzak bir şehre gidecektim. Hayatımda belki de ilk kez, kelimelerle değil, yaşadıklarımın içindeki hislerle bir yolculuğa çıkacaktım. Ve kaygılarım… Onlar da benimleydi, tıpkı bavulumun içinde fazlalık gibi.
Bavulumu hazırlarken her şeyin bir anlamı vardı. İlk kez bir yolculuğa çıkarken içimdeki kalp çarpıntısı, kaygı ve heyecan birbirine karışıyordu. Ama bir an, saç spreyi mi? Onu bavuluma koymalı mıydım? Cevap kolay değil. Çünkü ne kadar basit bir şey gibi gözükse de, uçak yolculuğu, bavul, saç spreyi, her bir parça bir anlam taşıyordu.
—
Saç Spreyi Mi? Hayatımda Bir Dönüm Noktası
Saç spreyi, hayatımda asla ön planda olmayan, sadece sabahları aceleyle sıktığım bir üründü. Ama o gün, Kayseri’nin sabahında, önümde duran bavulda saç spreyi yerini almalı mıydı? Saç spreyim, sanki yıllarca kendimi nasıl bir insan olarak görmek istediğimi temsil ediyordu. Her sabah biraz daha özgüvenli, biraz daha hazırlıklı, biraz daha güçlü bir kadın olmak istedim. Ama bu basit adımda, bir şey bana bunu hatırlatıyordu.
Bir yanda uçak bavulunun karmaşası, bir yanda yolculuğun heyecanı. O an karar veremedim. Ama kafamda sorular dönüp duruyordu. Bavulumda ne olmalıydı? Şehirdeki o dar sokakları, her şeyin düzgün ve düzgün olmasına alışmış olan Kayseri’yi, şimdi bambaşka bir yerle değiştirecek olan uçağa binmeye hazırlanıyordum.
—
Uçak Bavuluna Saç Spreyi Konur Mu? Bir Kez Daha Sormak
Bavulumu sıkıca kapattım ve saç spreyini, cebimdeki küçük çantama yerleştirdim. Uçak yolculuğu başladığında, bir şeylerin değişeceğini hissediyordum. Belki de saç spreyi basit bir nesne değildi. O kadar basit değildi. O an fark ettim ki, uçak yolculuğu, hayatta bazen göz ardı ettiğimiz, bazen de fazla büyüttüğümüz küçük anların bir araya gelmesi gibiydi. Sadece bir saç spreyi bile, uçuşa dair beni bekleyen her şeyin bir simgesiydi.
—
Yolculuk Başladı: Yüksek Uçuş, Düşük Hızda Bekleyen Duygular
Uçakta, pencereye yaslanıp dışarıyı izlerken Kayseri’nin sokaklarını, dağlarını, evlerini düşündüm. Sanki oradan uzaklaşmak, bir şeyleri geride bırakmak ne kadar zor olsa da, bir yanda içimde umut da vardı. Bu yeni macera, bana yeni bir başlangıç vaat ediyordu. Ama yine de, gözümün önünden Kayseri’nin o sessiz sokakları gitmiyordu.
Saç spreyi, bir küçük eşyaydı. Ama o kadar anlamlıydı ki, her defasında ‘acaba koymalı mıydım?’ diye kendime sordum. Bu sorunun cevabını belki de uçakta bulacaktım. O an uçak havalandığında, içimdeki endişeler, ne kadar küçük olursa olsun, bir anlam kazanmıştı. Uçak yolculuğu, bir tür içsel keşifti. Kayseri’nin dağlarının üstünden geçen her saniye, bir değişim anıydı.
—
Sonunda Cevap Bulmak
Uçak sonunda yerini buldu. Saç spreyini çıkarıp kullanmak mı? Kullanmadım. Ama içimde bir şeyi fark ettim: Bazen yanımıza aldığımız her şey, sadece bir ‘hazırlık’ değildir. Saç spreyi, bana sorular sordurdu. Bana, kaygıların ve heyecanların bir arada nasıl yaşandığını gösterdi. Uçak bavuluma konan her şeyin bir anlamı vardı. Ve belki de hayatımda bana bu kadar anlamlı gelen, bir saç spreyinin bile duygusal bir yeri vardı.
Yolculuk bitse de, bavulumda ya da cebimde bir şeylerin değişmediğini biliyorum. Ama uçakla yeni bir başlangıca gidişimde, bir şeyler değişmişti. Ben, o an, bu yolculukla hem Kayseri’yi hem de içimdeki kararsızlığı geride bırakıyordum. Gerçekten önemli olan, sadece bir saç spreyi mi? Ya da bir yolculuk sırasında düşündüğümüz her şeyin, kendi içimizdeki değişimle ilgisi var mıydı?
—
Kayseri’ye Dönüş ve Sorunun Yanıtı
Sonunda Kayseri’ye döndüm ve saç spreyi hala cebimdeydi. Artık o kadar önemli değildi. Ama her defasında ‘saç spreyi konur mu?’ sorusunun yanıtı, içimdeki değişimle birlikte büyüdü. Her şeyin küçük detaylarla şekillendiği bir dünyada, belki de en büyük değişim, her şeyin olması gerektiği gibi kabul edilmesiydi.