İçeriğe geç

Cumhurbaşkanı milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar mı ?

Cumhurbaşkanı Milletlerarası Antlaşmaları Onaylar ve Yayımlar Mı? Küresel ve Yerel Bir Bakış

Milletlerarası Antlaşmalar ve Cumhurbaşkanı’nın Rolü: Temel Bir Bakış

Hepimizin zaman zaman karşılaştığı bir soru bu: “Cumhurbaşkanı milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar mı?” Bu soru, aslında bir yandan anayasa hukuku, bir yandan da devletler arası ilişkilerin karmaşık doğasına dair önemli bir merak barındırıyor. Benim gibi sıradan bir beyaz yaka çalışanı için, bu tür konular bazen meselenin teorik kısmından öteye gitmiyor olabilir; ama aslında, hem yerel hem de küresel ölçekte hayati sonuçlar doğurabiliyor.

Cumhurbaşkanının bu konuda sahip olduğu yetkiler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dayanıyor. Peki ya dünya genelindeki örnekler nasıl? Hadi gel, bu soruyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.

Türkiye’de Cumhurbaşkanının Yetkileri

İçimdeki hukukçunun sesini duyar gibiyim: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Cumhurbaşkanı milletlerarası antlaşmaları onaylama ve yayımlama yetkisine sahip değildir.” 1982 Anayasası’nın 90. maddesine göre, milletlerarası antlaşmalar, Cumhurbaşkanı tarafından imzalandıktan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) onaylanması gereken bir süreçten geçer. Yani, Cumhurbaşkanının imzaladığı bir antlaşma, aslında onay için Meclis’e sunulmak zorundadır.

Bununla birlikte, bir antlaşma onaylandıktan sonra, Cumhurbaşkanının yetkisi devreye girer ve antlaşma yayımlanır. Bu, antlaşmanın halk arasında da bilinir hale gelmesi, uygulanabilir olabilmesi için gereklidir. Ancak bu süreç, Cumhurbaşkanının tek başına hareket ettiği bir süreç değil. Anayasamızda “paylaşılan yetki” ilkesinin önemli bir yeri vardır ve antlaşmalar konusunda da bu paylaşılan yetki geçerlidir.

Yani, Cumhurbaşkanının onayı ve imzası, öncelikle bir tür “yönlendirme” işlevi görür. Ancak son söz, TBMM’dedir. Bu durum, Türkiye’nin iç hukuku ve uluslararası ilişkilerdeki denetim mekanizmaları açısından önemli bir denge oluşturur.

Avrupa’da ve Dünyada Durum Nedir?

Şimdi, Türkiye’yi bir kenara bırakıp, biraz da gözümüzü küresel boyuta çevirelim. Hangi ülkelerde Cumhurbaşkanı ya da devlet başkanının yetkileri farklı? Hangi ülkelerde de benzer bir yetki devri var?

Örneğin, Fransa’da Cumhurbaşkanı, parlamentonun onayını almak kaydıyla uluslararası antlaşmaları imzalayabilir. Fransa’da, Cumhurbaşkanı’nın bu konuda daha fazla etkisi olduğu söylenebilir. İmzaladığı antlaşmalar, başbakan ve kabine tarafından onaylanıp yayımlanır, fakat Cumhurbaşkanının doğrudan etkisi güçlüdür. Bu, Fransa’daki “başkanlık sistemi”nin bir yansımasıdır ve Cumhurbaşkanına büyük bir dış politika etkisi sağlar.

Amerika Birleşik Devletleri’nde ise durum biraz farklıdır. ABD Başkanının, anayasa gereği antlaşmaları yapma yetkisi vardır. Ancak, bu antlaşmaların geçerliliğe girmesi için Senato’dan onay alması gerekir. Yani, ABD’de de Cumhurbaşkanına benzer şekilde bir başkan, antlaşma sürecinde yalnızca imzalayan kişi değil, senatörler de bu sürece dahil olur. Bu da demek oluyor ki, ABD’de cumhurbaşkanının rolü güçlü olmakla birlikte, en nihayetinde demokratik kontrol mekanizmaları devrededir.

Türkiye’deki Sistemin Yansımaları ve Küresel Perspektif

Bu noktada Türkiye’nin demokratik denetim mekanizmalarına dikkat çekmek önemli. Cumhurbaşkanının milletlerarası antlaşmaları onaylayabilmesi için önce TBMM’nin onayına sunulması gerekiyor. Bu, Türkiye’deki denetim anlayışının bir yansıması. Birçok dünya ülkesine kıyasla, Türkiye’deki sistemde daha fazla denetim mekanizması bulunuyor. Hem Cumhurbaşkanının hem de TBMM’nin katılımı, demokrasi ve denetim anlayışını güçlü kılıyor.

Yerli bir perspektiften bakınca, Türkiye’deki sistem aslında oldukça demokratik bir denetim sağlıyor. Bu da, küresel düzeydeki antlaşmaların ve uluslararası ilişkilerin, halkın iradesi ve denetimi altına girmesini sağlıyor. Küresel bazda, örneğin Çin gibi bazı ülkelerde, devlet başkanlarının daha merkeziyetçi yetkilerle hareket ettikleri görülebilir. Çin’de, devlet başkanının antlaşma imzalama yetkisi güçlüdür ve parlamentonun onayı genellikle şekli bir süreçtir.

Sonuç: Küresel ve Yerel Boyutta Değişen Dinamikler

Cumhurbaşkanının milletlerarası antlaşmaları onaylayıp yayımlama yetkisi, Türkiye’de anayasal bir denetim mekanizmasıyla sınırlıdır. TBMM’nin onayına sunulmadan önce imzalanan antlaşmaların geçerliliği yoktur. Bu, hem denetimi artıran hem de güçler ayrılığı ilkesine uygun bir sistem sunar. Ancak bu durum, farklı ülkelerde, özellikle başkanlık sisteminin baskın olduğu yerlerde değişiklik gösterebilir. Fransa, ABD gibi ülkelerde başkanlar daha fazla inisiyatif alabilirler.

Sonuç olarak, Türkiye’nin bu konuda uyguladığı sistem, dünya genelindeki uygulamalara göre daha fazla paylaşılan yetki ve denetim sağlar. Küresel arenada devlet başkanlarının yetkileri çeşitli olsa da, Türkiye’deki denetim anlayışı, demokratik mekanizmaların işlediği bir sistem sunuyor. Bu da, hem yerel hem de küresel açıdan önemli bir dengeyi temsil ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet yeni girişbetexper güvenilir mielexbetgiris.org